TARİHİ YARIMADA


Eminönü, Sirkeci, Sultanahmet

Tarihi Yarımada'yı Beyoğlu'ndan Haliç ayırıyor. Türklerin İstanbul'u almasıyla Türk-Müslüman ağırlığı kazanıyor yarımada. Karşı tarafta kalan kısma ise “öte yaka” anlamında Pera deniliyor. Osmanlı kültürünün zengin mirasının büyük ağırlığı Tarihi Yarımada'da bulunuyor. Osmanlı öncesi Bizans ve Roma dö- nemlerinin kültürel mirası için de öyle.
 
Sultan Ahmet Camii

Galata Köprüsü'nden başlayalım. Hep Haliç'teki en eski köprü sanılır ama işin aslı öyle değil. Haliç üzerindeki ilk köprü limanın bittiği yer olan Unkapanı'nda yapılmıştı. 1836'da yapılan bu köprü ahşaptı ve adı da Hayratiye'ydi. Eminönü ile Karaköy'ü bağlayan bugünkü köprü burada yapılan dördüncü köprüdür. Ama adı hep “Galata Köprüsü"dür. İstanbul'da yaşayanların da, gelip gidenlerin de hayatında önemli yer tutan Galata Köprüsü'nün şimdikinden bir önceki 1912'de yapılmıştı. 1992'de yanıncaya kadar balık tutanları ve balıkçı lokantaları, görmüş geçirmiş İstanbulluları ve gari- ban sarhoşları, nargileli kahveleri, son zamanlarında rock sever gençlere de kucak açan birahaneleri ile yaşayan, köprü olmaktan öteye kimliği ve kişiliği olan bir yerdi. Şimdilerde eski köprünün yangından kalan kısmı Balat-Hasköy arasında bir yerlere kondu ama altından su, üstünden otomobiller geçmeyince, eski esnafı ve müdavimleri ile yolu düşenlerin uğrak yeri olmaktan çıkınca öldü.


Eminönü


Neyse, şimdi yeni Galata Köprüsü'nden Eminönü'ne geçince sizi Yeni Cami karşılıyor. Mimar Si- nan'ın kalfalarından Davut Ağa tarafından başlanıp, Dalgıç Ahmet Çavuş'un sürdürdüğü ve 50 yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra İSTANBUL1663'te Mustafa Ağa'nın tamamladığı Yeni Cami Osmanlı cami mimarisindeki geleneğin son örneği sayılmaktadır. Cami duvarına bitişik yapı da Hünkar Kasrı'dır. Günümüzün en işlek kemerli geçidi de buradadır. Büyük külliyenin bazı yapıları günümüze ulaşamamıştır. Külliye'nin en önemli yapısı Mısır Çarşısı'dır. “L” biçimindeki yapı Mısır'dan gelen malların, özellikle de baharatların satıldığı çarşıydı. Şimdilerde sayıları azalsa da baharatçılar gene var. “L”nin kısa tarafı pastırma, sucuk, çeşitli bölgelerin peynirleri ile kimi yerel ürünleri satan dükkanları barındırıyor. Yeni cami tarafından çarşıya girildiğinde hemen soldaki merdivenden çıkılınca İstanbul'un en eski ve iyi lokantalarından biri olan Pandeli'ye ulaşılır. 

Sirkeci

 Sıradan lokantalarla karşılaştırıldığında epeyce pahalı olan Pandeli iyi bir öğlen yemeği hakettiğini düşünenlere önerilir. Sadece tarihi yarımada değil gezi planı yapanlar ayrıca kiralık villa çeşitlerinin bol bol bulunduğu Antalya-Kalkan'ı da araştırabilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ŞanlıUrfa'da Arkeoloji ve Tarih Turizmi

Villa Çetin Bey

GELİBOLU